Anne Kangal 2 - Bekir Coşkun'un Cunda'da yaşayan bir Kangal köpeği ile ilgili yazısı

Bekir COŞKUN / Hürriyet / 14 Eylül 2008

O gece sabaha karşı yağmur-şimşek-fırtına sesi ile uyandık. Bu yazın ilk şiddetli yağmuru yağıyordu Cunda'nın üzerine.

İlk aklımıza gelen, yandaki tarlanın ortasında yavruları ile yatan anne kangal oldu. Andree ile ayakkabılarımızı bile giymeden fırladık.

Yoldan denize doğru bir dere oluşmuştu, tarla ise sanki göl. Ve anne, yavrularının etrafında hızla dönüyor ve bağırıyordu. Onun o sesini belki de hiç unutamayacağım. Havlamak ile ağlamak arasında, yardım mı isteyen, yoksa tehlikeye karşı koyuş mu, bir annenin çığlığı ki...

Arada bir yandaki binanın saçağının altına koşuyor, yavrularına buraya gelin der gibi dönüp bakıyor, sonra yıldırım gibi onların yanına dönüyordu.

Yavrular ise ilk kez tanıdıkları yağmur karşısında şaşırmış, su birikintisinin içinde çırpınıp duruyorlardı.

Anne bizi görünce bir bize doğru, bir yavrularına koşmaya başladı.

Onları kucaklayıp alt kattaki bizim atölyeye taşıdık, havlularla kuruladık, bir minderin üstüne altısını dizdik.

Hemen uyudular...

Anne kapının aralığından bizi izledi, yavrularına kötülük yapılmadığından emin olduktan sonra sokulup kuyruk sallayarak, giysilerimizi öperek, muhtemel bir başka tehlikeyi mi önlemek istedi, yoksa teşekkür mü etti, bilemeyiz...

Yazının 1. bölümünü okumak icin Tıklayın

Bunlara da Bak